Netflix The Queen’s Gambit (Kraliçenin Gambiti) dizisi, Scott Frank ve Allan Scott tarafından yaratılan başarılı, fakat problemli genç bir satranç oyuncusu olan Beth Harmon’un (Anya Taylor-Joy) çevresinde dönen bir Drama dizisidir. Filmin asıl kahramanı olan Beth, anne ve babasını daha çocuk yaşlardayken kaybetmiş ve çocukluğunu yetimhanede geçirmiştir. Onun sessiz, durgun ve kasvetli duruşu, satranç oyununu keşfettikten sonra büyük bir dönüşüme uğrar. Artık satranç oyununda o kadar başarılı olur ki herkesin dikkatini çekmeyi başarır.

Satranç oyunu, Beth’in hayatında bir kontrol duygusu ortaya koymasına yardımcı olur. Ayrıca, uyuşturucu ve alkol bağımlısı bir kişiliğe dönüşür. Beth’inin yolu, Satranç konusunda oldukça başarılı olan ve bu başarısının yakalanması oldukça zor, Soğuk savaş’ın en yoğun yaşandığı dönemde, Rus şampiyon Vasily Borgov (Marcin Dorocinski) ile kesişiyor. Dizinin tarihi ortamı, problemli ve karmaşık karakterleri ve konusu sizi, gerçek hayattaki olaylara dayanıp dayanmadığı konusunda merak ettirdiyse, bu makale tam size göre.
The Queen’s Gambit (Kraliçenin Gambiti) Gerçek Bir Hikaye mi?

Aslında bu sorunun cevabı kısaca hayır, ‘The Queen’s Gambit‘ (Kraliçenin Gambiti) dizisinin konusu gerçek bir hikayeye dayanmıyor. Yazar, Walter Tevis’in 1983 yılında piyasaya çıkardığı aynı ismi taşıyan romanının dizi uyarlamasıdır. Başlık, satrançtaki en eski ve en popüler (Gambit) açılış hareketlerinden birini ifade etmekte. Eleştirmenler, kitaplardan uyarlanan bazı Netflix dizilerini, belirli bir türe göre sınıflandırmakta zorlanmaktalar. Bu aynı zamanda, bir yaşlanma hikayesi olmasının yanı sıra, gerilim dizisi olarak sınıflandırılacak kadar gerilim öğelerine de sahip. Ve tabiki, rahatlıkla bir spor dramı olarak kabul edilebilir.

‘Walter’ kitabı yazarken, hikayeye daha çok derinlik ve anlam kazandırmak için birkaç gerçek yaşam unsurunu da ekledi. Tevis, hikayenin yayınlanmasından kısa bir zaman sonra kitaplarında yaygın olan tema ve bunun ‘The Queen’s Gambit’ te nasıl yer aldığına dair NT’ye bir röportaj vermişti. “Kaybedenler ve yalnız olanlar konusunda yazıyorum – eğer işimde ortak bir tema varsa, o kadar” demişti. Şöyle ya da böyle, kazanmak ve kaybetmek arasındaki çekişmeye saplantılı biriyim. ‘The Queen’s Gambit’de, kahramanım bir yabancı.”

Satranç meraklısı bir çocuk olan Tevis, bu oyunu kız kardeşi ve oturduğu yerdeki diğer çocuklarla oynamaya başladı. Bu romanı “akıllı kadınlara bir övgü” olarak nitelendirdi ve Beth’in “cesaret ve aklı” sebebiyle favorilerinden biri olduğunu ekledi. Tevis’in hayatı ona göre etrafı, kız kardeşi, karısı, satranç setini ilk hediye eden kişi teyzesi, kızı ve yardımcısı gibi zeki ve cesur kadınlarla çevriliydi.

Beth’i yaratırken, Tevis kendi çabalarına güveniyordu, ancak hikayede kendini çok fazla empoze etmemeye dikkat ediyordu. “San Francisco’da doğdum” dedi. “Gençken, romatizmal kalp teşhisi kondu ve bana hastanede büyük dozlarda ilaç verildi. Bu, Beth’in uyuşturucu bağımlılığının romanda ortaya çıktığı yerdir. Onun hakkında bir mektup elime geçti. Bu biraz acı vericiydi – hikayenin bu bölümünü yazarken çok hayal ettim. Ama sanatsal olarak, arzularıma boyun eğmeme izin vermedim.”

Hikayenin en önemli kısımlarından biri, Beth’in Soğuk Savaş’ın geri planında Rus oyuncu Vasily ile satranç oynamasıydı, ama yapımcılar sadece buna odaklanmak istemiyordu. Bu yüzden başlangıçta fikirlerindeki gibi bir film değil, bir Mini Dizi yaptılar. Frank’in belirttiği gibi, “bunu bir film olarak yaptıysanız, bir spor filmi haline gelir: “Rus oyuncuyu yenecek mi?” Kitabın konusu “The Queen’s Gambit” te (Kraliçenin Gambiti) gösterildiği gibi değildi, bu benim için acı vericiydi – diyor.
Eski satranç şampiyonu Gary Kasparov dizide danışman olarak görev yaptı. Beth’den bahsederken onun, kendisine benzer bazı özellikleri olduğunu söylüyor. “Satranç onun dili, oyun uğruna yaşıyor” diye açıkladı.
Ayrıca: Yıldızlara doğru Filmi Benzeri İzlemeniz Gereken 7 Film başlıklı yazımızı da inceleyebilirsiniz!